ZMze. Siz uykudayken beyninize elektrik akımı uygulanması kulağa pek hoş gelmeyebilir, ama Almanya'da yapılan çalışmaya göre doğal beyin dalgalarının dışarıdan verilen hafif 'teşvik' ile arttırılması belleğinizi kayda değer ölçüde geliştiriyor. Dr. Pınar Uysal Onganer Uykunun nedeni ve fonksiyonu hâlã bilinmese de hafıza ile ilişkisi bugüne dek yapılan pek çok çalışma ile kanıtlandı. Örneğin, yeni öğrenilen birşeyin hemen ardından, biraz kestirildiği takdirde, bilgi, uyanık kalmaya oranla daha iyi hatırlanıyor. Almanya'da, Lübeck Üniversitesi'nde araştırmalarını sürdüren Jan Born ve ekibi bunun nedenini buldu. Bir teoriye göre, beyin kimyasallarının bir diğer deyişle nöro-modülatörlerin seviyesi uyku süresince hafızayı etkiliyor. Ancak Born ve ekibi bu teoriye karşın, bellekteki değişimden beyindeki elektriksel aktivite salınımlarının osilasyonun sorumlu olabileceğini düşünmüşler. Bu hipotezi ispatlamak için, uykunun hangi aşamasının hafızanın güçlenmesine katkısı olabileceğini test ettiler ve derin uyku süresince uyguladıkları zayıf elektrik akımı ile beyin aktivitesini teşvik ettiler. Gece boyunca, uykumuzun farklı fazlarında, farklı aralıklarla sözü edilen elektriksel aktivite osilasyonları kendiliğinden doğal olarak meydana gelir. Uykunun bölümlerinden biri olan REM rapid eye movement boyunca osilasyonların en hızlı, derin uyku fazında ise en yavaş oldukları saptandı. "Uyku sırasında, yavaş salınımları arttırmakla, ilk kez yavaş salınımların belleğin gelişmesinin nedeni olduğunu gösterdik' diyor Dr. Born. Çalışmanın sonuçları ve ayrıntıları Nature1,2 dergisinde yayımlandı. Born ve ekibi 13 tane tıp öğrencisine, uyumadan hemen önce, birbiri ile bağlantılı kuş ve hava gibi 46 çift sözcük ezberletmiş. Dört elektrot, gönüllü öğrencilerin kafasına yerleştirilmiş. Ardından, yavaş salınımlı uyku fazına geçildiğinde, araştırmacılar, 5 dakikalık 5 periyotluk dilimler halinde zayıf elektrik akımı uygulamış. Öğrenciler, sabaha dek rahatsız edilmeden uyuduktan sonra bir gece önceki sözcükleri içeren teste tutuldu. Beyin stimülasyonu uygulanmayan kontrol grubu uykuya dalmadan önce ortalama 37,4 kelime; uykudan sonra ise 39,5 kelime hatırlarken, deney grubu ise uykudan önce ortalama 36,5 kelime hatırlayabilirken, ertesi sabah, bu sayı 41,2 kelimeye kadar çıkmış. Araştırmacılar hızlı osilasyon uyguladıklarında veya yavaş osilasyonu uykunun diğer fazlarında ya da son döneminde uyguladıklarında hiçbir değişiklik saptayamamış. Belirtmekte fayda var ki, uygulanan 'tedavi/yöntem' sadece kelimelerin hatırlanmasına yani sözel belleğin gelişmesine yardımcı olmuş. Peki, bu sistemin mekanizması ne olabilir? Yavaş osilasyonlar, uyku boyunca, beyinde yeni yaşanan olayların bir çeşit yeniden görüntülenmesine neden oluyor. Böylece sinir hücrelerindeki hücre-içi sinyaller aktive ediliyor ve diğer sinir hücreleri ile olan bağlantılar güçleniyor. Birleşik Krallıklar'da bulunan Surrey Üniversitesi 'Uyku Araştırmaları Merkezi' çalışanlarından, Dr. Derk-Jan Dijk ise bu yöntemi kendi kendimize -gelecekte dahi- uygulayamayacağımız görüşünde. Uyku uzmanı Dr. Derk-Jan Dijk, uzun süreli etkilerin ve/veya olası yan etkilerin iyice incelenmesi gerektiğini savunuyor. Elektrik akımı tedavisi hâlâ bazı psikiyatrik hastalıkların iyileştirilmesi için kullanılıyor. Bazı depresyon hastalarının, manyetik alan uygulanması ile beyinde elektromanyetik akım meydana getirilmesi esasına dayanan 'transkraniyal manyetik stimülasyon' tedavisinden yararlandıkları bilinmekte. Born ve ekibi, kendi bulgularının da yakın gelecekte, tedavi amaçlı kullanılabileceğini düşünüyor. Her ne kadar şu an için 'rüya' olsa da, belki bir gün doktorlar beynimizdeki bu doğal salınımları stimüle ederek uyku bozukluklarını, depresyonu tedavi edebilirler, kim bilir yaşlanmayı bile durdurabilir. Her önemli karardan önce bana 'sleep on it üzerine uyu' diyen eski patronum galiba haklı! Kaynaklar 1. Marshall L, Helgadottir H, Molle M, Born J. Boosting slow oscillations during sleep potentiates memory. Nature. 2006 Nov 5. Epub ahead of print. 2. Smith K. Power up your memory bank. Nature. 2006; 133. KAYNAK // Yayınlanma Tarihi 01 Ocak 2000 Cumartesi, 0000
İlginizi Çekebilir Ana Sayfa Bilgi Kilo vermek için yapmadığınız diyet kalmadı mı? Peki size uyurken kilo verilebildiğini söylesek! Uyurken kilo verilir mi? diye sorduğunuzu duyar gibi olduk. Evet yanlış okumadınız uyurken yağ yakma mümkün. Tabi bunun için uyku saati, yattığımız odanın şartları ve uyumadan önce tüketilen gıdaların da önemi var. Mayıs 13, 2022 Okuma süresi 4dk, 38sn Özellikle yaz ayları yaklaştığında kışın aldığımız kiloları nasıl veririz? sorusu gündeme gelir. Ancak yoğun iş temposu ve zaman sorunu bir çoğumuzun spor yapmasının önünde engeldir. Tam da bu noktada bir çok kişi spor yapmadan kilo verilir mi? Gece uyurken kilo verilir mi? gibi soruların yanıtını aramaya başladı. Biz de sizler için gece uyurken nasıl kilo verildiğini araştırdık. Gece uyurken kilo vermek mümkün. Uyku ile yağ yakımı arasında doğrudan bir bağlantı var. Bu ironik durum bir araştırmaya konu oldu. Ancak uykunun zamanı uyumadan önce yediklerimiz ve yaptıklarımız da uyurken kilo vermemizi doğrudan etkiliyor. Peki uyurken nasıl kilo verilir? İşte uyurken yağ yakmanın yolları Kilo problemi artık günümüzde birçoğumuzun ana sorunlarından birisi. Türkiye son araştırmaya göre Avrupa’da obezitede 1’inci sıraya yerleşit. Pandemi ile birlikte evden çalışma ve uzaktan eğitim hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hızlı ve kalıcı kilo alma oranını artırdı. Bu durum insanları egzersiz ve diyet yapmadan kilo verilir mi? Sorusunu sormaya yönlendirdi. Yapılan araştırmalara göre sorunun yanıtı ise kesinlikle evet’ Egzersiz ve diyet yapmadan hem de uyuyarak kilo vermek mümkün. İnsanlar doğru zamanda doğru saat aralığında ve belirli şartları uyguladığında uyurken kilo veriyor. “Uyurken yağ yakılır mı?” demeyin evet yapılan son araştırmalara göre uyurken vücudumuz yağ yakabiliyor. Az uyuyanlar daha iştahlı Kilo ile uyku arasında doğrudan bir bağ var. Araştırmalara göre düzenli ve çok uyuyan kişilerin az uyuyan kişilere göre daha fazla kilo verdiğini gösterdi. 772 öğrenci üzerinde yapılan araştırmada gece en fazla 7 saat uyuyan öğrencinin beden kitle endekslerinin 7 saatten çok uyuyandan daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre az uyuyan insanlarda kan şekeri düşer ve iştah artar. Bu da daha fazla yemek tüketimine iter. Az uyuyan kişilerin metabolizması daha yavaş çalışır. Yine bir araştırmaya göre 7 saatten daha az uyuyanlarda yemek yeme arzusu çok uyuyanlara göre 2 kat artıyor Kadınların zayıflamak için erkeklerden daha çok uykuya ihtiyacı var Yapılan araştırmalarda kadınların uykuda kilo vermesi için erkeklere göre daha fazla uykuya ihtiyacı var. Araştırmaya göre 4 saatten az uyuyan kadınlar 300 kalori daha fazla yemek tüketiyor. Uyurken kilo vermek için kaç saat uyumalıyız? Kilo vermek için derin ve uzun bir uyku gerekiyor. Bunun için de minimum 8 -9 saat uyku şart. Ancak burada en hassas nokta uykunuzun rahat sessiz bir ortamda ve derin olması. Uyurken nasıl kilo veririz? Uyurken vücudumuzdaki hormonal ve metobolik hareketlilik sayesinde vücudumuz yağ yakmaya başlar. Bu da derin uykuya geçtiğimiz zaman ortaya çıkar. Ağır egzersiz ve diyet yapmadan yağ yakmanın yolu deliksiz bir uykudan geçiyor. Peki uyurken yağ yakıp kilo vermek için neler yapmalıyız? Uykuda yağ yakımı derin uyku kadar beslenmeyle de örtüşüyor. Beslenme şeklimiz uykuda kilo vermemizi kolaylaştırıyor. Araştırmalara göre protein ağırlıklı beslenen kişiler uykuda daha fazla kilo veriyor. Akşam yemeği uykuda yağ yakımında çok etkili. Bu yüzden akşam yemeğini uyumaya yakın saatlerde yememelisiniz. Ağır gıdalar yerine hafif menüler seçmeniz derin bir uyku için çok harika bir seçim olur. Akşam yemeğinde fazla kalorili yemekler tüketirsen bunlar vücudumuzda yağ deposu olarak kalır. Kilo vermek için günde kaç saat uyumak gerekir? Günlük aynı saat diliminde uyumak çok önemli. Eğer genelde aynı saatlerde uyuyup aynı saatlerde uyanırsanız vücudunuz buna göre bir mekanizma geliştiriyor ve uyku sırasında yağ yakmaya başlıyor. Küçük egzersizler Uyumadan önce ağır olmayan küçük egzersizler sizi iyi bir uykuya hazırlar. Aynı zamanda uyumadan önce ılık bir duş sizi hem günün yorgunluğundan kurtarır hem de derin uykuya geçmenizi kolaylaştırır. Yattığınız odanın havası çok önemli Uyuduğunuz odanın havalandırması ve oda sıcaklığı güzel bir uyku çekmezinde çok önemli. Çok sıcak ortamlarda terlemeye bağlı olarak derin uykuya geçmemiz zor olur. Odanızın sıcak olmaması sizi daha rahat bir uykuya hazırlar. Ayrıca önceden lavanta yağı gibi sevdiğiniz yağlarla odanızı daha ferah bir hale getirebilirsiniz. Tabi en önemli şey ise havalandırılan bir oda. Uykuda yağ yaktıran mucize kür! Sizler için uyurken yağ yakmanıza yardımcı olacak harika bir kür tarifi vereceğiz. Şimdi tarifi uygulayın ve derin bir uyku için son hazırlığınızı yapın. İşte uyku öncesi mucize kür tarifi Uyku kürü için bir demet maydanozu iyice yıkadıktan sonra su dolu bir tencereye koyun. Çok kısık ateşte 2 yada 3 dakika kaynatın. Ocağın altını kapattıktan sonra 10 – 15 dakika dinlenmeye alın. Maydanoz suyunu bir iki gün buz dolabında saklayarak uykudan 1 saat önce içmeniz ödem atmanıza ve uykuda kilo vermenize yardımcı olacaktır. Post Views 61 Benzer Yazılar
Okuma Süresi 8 dakika “Bebek gibi uyudum” İfadesi Sık sık şu soruyu soruyoruz “Bebeğim uyumuyor, ne yapabilirim?” Bu sorunun ardından veya önüne genellikle şu soru gelir “Bebeğimin ne kadar uykuya ihtiyacı var?” İkisine de cevap verelim. Bebek gibi uyudum” diye bir tabir var ve yeni doğan bebek sık sık uyandığı için yeni doğmuş gibi uyumanın ilginç olmaktan uzak olduğunu söyleyenler var. Hatta bazıları bu şekilde uyuduğunu iddia eden kişiyi “muhtemelen bir genç gibi uyuduğunuzu söylüyorsunuz” diyerek düzeltecek kadar ileri gidiyor. Bu ifadelerin iyi mi kötü mü olduğu konusunda bir tartışma başlatmadan, bir bebeğin anne-babasına şu önemli soruyu sormayı hak ediyorlar Bebeğimin ne kadar uykuya ihtiyacı var mı? “Bebek gibi uyudum” diye bir tabir var ve yeni doğan bebek sık sık uyandığı için yeni doğmuş gibi uyumanın ilginç olmaktan uzak olduğunu söyleyenler var. Hatta bazıları bu şekilde uyuduğunu iddia eden kişiyi “muhtemelen bir genç gibi uyuduğunuzu söylüyorsunuz” diyerek düzeltecek kadar ileri gidiyor. Bu ifadelerin iyi mi kötü mü olduğu konusunda bir tartışma başlatmadan, bir bebeğin anne-babasına şu önemli soruyu sormayı hak ediyorlar Bebeğimin ne kadar uykuya ihtiyacı var? Uyku Tıbbı Akademisi AASM, yaş kategorisine göre resmi tavsiyeler sunar, ancak bu Amerikan kuruluşu, bunları vermeden önce, 4 aylıktan küçük çocuklar için dalgalanmalar ve kesin veri eksikliği nedeniyle tavsiye vermekten kaçındığını açıklar. Bununla birlikte, diğer yaş grupları için bilgiler ilginçtir. Yaş Grubuna Göre Optimal Sağlık için Uyku Miktarı Önerileri 4 ila 12 Aylık Bebekler Optimal sağlık için bebekler her 24 saatlik dönemde 12 ila 16 saat uyumalıdır. Bu uyku miktarının şekerlemeleri içerdiğini unutmayın. 12 ila 24 Aylık Bebekler 1 ila 2 yaş En iyi sağlık için bebekler 24 saatlik bir süre içinde 11 ila 14 saat uyumalıdır. Bu uyku miktarının şekerlemeleri içerdiğini unutmayın. 3 ila 5 Yaş Arası Çocuklar Optimal sağlık için 24 saatlik bir süre içinde 10 ila 13 saat uyumalıdırlar. Bu uyku miktarının şekerlemeleri içerdiğini unutmayın. 6 ila 12 Yaş Arası Çocuklar Optimal sağlık için 24 saatlik bir süre içinde 9 ila 12 saat uyumalıdırlar. 13 ila 18 Yaş Arası Ergenler Sağlıklarını optimize etmek için 24 saatlik bir süre içinde 8 ila 10 saat uyumalıdırlar. Açıkçası, bebekler ve küçük çocuklar, gece saatlerine ek olarak birden fazla seansta uyurken, daha büyük çocuklar ve gençlerin kestirme olasılığı daha düşüktür. Yeterli Uyku Almanın Sağlığa Faydaları Nelerdir? İyi bir uyku almak bebeğe aşağıdaki şekillerde yardımcı olacaktır. Geliştirilmiş dikkat Bir bütün olarak iyileştirilmiş davranış Geliştirilmiş öğrenme Geliştirilmiş bellek Duyguların iyileştirilmiş yönetimi Fiziksel ve zihinsel sağlık yoluyla iyileştirilmiş yaşam kalitesi Uyku Eksikliği ile İlişkili Sağlık Riskleri Nelerdir? Tersine, bebek yeterince uyumuyorsa, aşağıdakiler gibi bazı problemlerin riskini artırır. Dikkat eksikliğinden kaynaklanan kazalar Bu uyku eksikliği kronik olarak devam ederse yüksek tansiyon Bu uyku eksikliği kronik olarak devam ederse obezite Bu uyku eksikliği kronik olarak devam ederse diyabet Bu uyku eksikliği kronik olarak devam ederse depresyon Bebeğim Uyumuyor, Ne Yapabilirim? İşte bebeğin iyi uyumasına yardımcı olacak bazı kolay ipuçları. Özellikle şekerlemelerden önce veya geceleri ekranlardan mümkün olduğunca kaçının. Çocuğu, nispeten sabit kan şekeri seviyelerine sahip olmak ve metabolik yolların düzgün işleyişini optimize etmek için doğru besinlerle dolu kaliteli yiyeceklerle besleyin. Bazıları bu noktayı yanlış yorumlayabilir. Buradaki fikir, katı bir yeme düzeni izlemeden mümkün olan en az işlenmiş gıdayı vermektir. Çocuğu motor gelişimi için gün içinde hareket ettirin ve günün doğru saatinde yorun! Fiziksel aktivite ayrıca hücrelerin insüline daha duyarlı olmasına yardımcı olur, bu nedenle tip 2 diyabet geliştirme riskini önemli ölçüde azaltır. Melatonin’in uyku hormonu doğal salgılanmasını kolaylaştırmak için bebek yatağa gittiğinde mümkün olduğunca karanlık bir odaya sahip olun. Bebeğin soğumasını daha seyrek veya çok sıcak olmasını daha sık önlemek için uygun şekilde giyindiğinden emin olun. Mümkünse emzirmek uyumaya yardımcı olur çünkü annenin sirkadiyen ritmi iç saat o uyurken bebeğe melatonin uyku hormonu aktaracaktır. Mümkünse anne, melatonin salgılanmasını engelleyen mavi ışık nedeniyle uyumadan önce mümkün olduğunca ekrandan uzak durmalıdır. İşte, bebeğin zevk için fiziksel aktivite yaptığı kış mevsiminde dışarıda bir örnek. Bu fiziksel aktivite, motor gelişimini ve duyuların kullanımını iyileştirmeye yardımcı olurken, sonrasında uykuyu kolaylaştırır. İşte bebeğin tırmanmayı öğrendiği bir iç mekan örneği. Her iki durumda da ebeveynlerin keşif yoluyla eğlenceyi ve öğrenmeyi en üst düzeye çıkarırken her zaman fiziksel aktivitenin risk / fayda oranını tartması gerektiğine dikkat edilmelidir. Bu aktivite uykuyu teşvik edecek ve uyku bu öğrenmelerin entegrasyonunu teşvik edecektir. Hamak rahatlama için parasempatik sinir sistemi alanı oyun modülünün oyun ve aktivasyon için sempatik sinir sistemi alanı hemen yanındadır. Allostatik Yükün Durumu ve Bebeğin Uykusu Bebek, allostatik yükün bir ortamdaki kronik stresin çeşitli bileşenlerinin toplamı nispeten düşük olduğu bir ortamda yaşamalıdır. İster fiziksel ister zihinsel olsun, kronik stres kortizolü stres hormonu artıracak ve bu da uykuya yardımcı olan mekanizmaları olumsuz yönde etkileyecektir. Verebileceğimiz örnek, bir ayı tarafından kovalanmamızdır. O zaman uykuya dalmak imkansız olacak çünkü amaç kaçmak. Günümüzde artık bizi kovalayan ayılar yok ama kronik stres kaynakları ve bebekler olarak zihinsel ayılarımız da olabilir. Bu kronik stres uyku üzerinde olumsuz bir rol oynayacaktır. İşte allostatik yükün ne olduğunu ve kronik stresin anne ve bebek vücudu üzerindeki etkisini açıklayan bir video. Bebek Uyuyana Kadar Ağlasın mı, Ağlamasın mı? Bebeğin uykuya dalana kadar ağlamasına izin verme tekniği çok tartışmalıdır ve bunun iyi bir nedeni vardır. Güvende olmak ve güvende olma algısı bebek için son derece önemlidir. Bebek kendini tehdit altında veya eziyet hissederse stres seviyesi artacak ve bu nedenle uyku çok zor olacaktır. Uykuya dalabilir, ancak uyku kalitesi kötü olabilir veya mikrotravma meydana gelebilir. Bu veya bu travmaların gelecekteki davranışları üzerinde sonuçları olabilir. Bebek için Fiziksel Temasın Önemi Çoğu durumda, fiziksel temas, tamamen korunmuş hissettiği için bebeğin en büyük zevklerinden biridir. Bu nedenle bazı ebeveynler, bebek kendi başına uyuyabilecek kadar bağımsız hissedene kadar uyumaya karar verir. Japonya’da çocuklar genellikle belli bir yaşa kadar anne ve babalarıyla yatarlar ve bu aşamada bebeğin uykusunu temsil etmek için çevrilen deyim “iki kıyı arasındaki nehir”dir. Eğer birlikte uyumayı seçerseniz, bebeğiniz bir oyun parkı, bir minder veya bir kazayı önlemek için başka bir yolla güvende olacak şekilde organize olmalısınız. Bu, özellikle ebeveynler yorgunsa geçerlidir. Bebeğe güçlü bir güvenlik hissi vererek ve mümkün olduğunca fazla fiziksel temas sağlayarak bebeği sakinleştirmenin bir başka yolu da, uyuyana kadar onu deri tene askıda tutmaktır. Uyumak zorunda kalmadan, bebeğin fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarının karşılandığından ve kendini güvende hissettiğinden emin olmak, kronik stresini kesinlikle azaltacak ve tüm ailenin kaliteli bir uyku çekmesine yardımcı olacaktır! Uyku Bozuklukları Kolik, Reflü veya Diğer Sindirim Bozukluklarından Kaynaklanıyorsa? Bu durumlarda bebekte veya çocukta besin alerjisi veya intoleransı olabileceğinden konsültasyon yapılması gerekir. İyi bir başlangıç, bebeğinize minimum düzeyde işlenmiş kaliteli yiyecekler vererek başlamaktır. Mümkünse emzirmek kolik riskini azaltır. Tüm çözüm yollarını tükettiyseniz, bir sağlık uzmanı daha fazla ayrıntıya girerek size yardımcı olabilir. Kronik stresin sindirim üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu ve bu nedenle bebeğe mümkün olan en zen ortamını sağlayarak allostatik yükünün kontrol edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bir Bebeğin Kronik Olarak Stresli Olma Riskini Azaltan Bir Ortamı Nasıl Sağlayabiliriz? Bebeklerde olduğu gibi, her birey benzersizdir. Ancak, burada stres kaynağı olarak görülebilecek ve bebeğin uykusunu engelleyecek kadar kronik stres oluşturacak şekilde kademeli olarak birikebilecek bazı şeyler var. Açıkçası, “açma/kapama” olan bir anahtar değildir ve her bebek farklı tepki verir. Bu yönlerin farkında olmak ve mümkünse bunları ortadan kaldırmak veya en aza indirmek hala ilginçtir. Gürültülü oyuncaklara sahip olun. Bu yüksek sesler, bebeklerin ve küçük çocukların dikkatini çekecek ses stresleridir ve stres için ödenmesi gereken bir bedel olabilir. Sakinleştirici ninniler burada kesinlikle hariç tutulmuştur ve bebeğinizin uyumasına yardımcı olmak için harikadırlar. Yüksek oranda işlenmiş gıdalar ve rafine şekerler yiyin. İşlenmiş gıdaların sindirimi çok daha zordur ve rafine şekerler, işlenmemiş gıdalar kadar çok besin sağlamadan kan şekeri seviyelerini kan şekeri seviyeleri yükseltir. Ekranlara maruz kalma. Mavi ışık melatonin salgılanmasını engelleyecektir. Anne emziriyorsa, sütünde daha fazla melatonin uyku hormonu olması için aynısını anneye de yapması önerilir. Bebeğin gün içinde bulunduğu ortam ev, kreş veya diğer. Bu ortamın allostatik yük üzerinde büyük etkisi olacaktır. Bebek söz konusu ortamın fiziksel veya duygusal ihtiyaçlarını karşılayamadığı için sürekli ağlarsa, bebeğin kronik stresi çok yüksek olacaktır. Bu ortam bebeğin hızına göre esnekse ve bebeğin ihtiyaçlarını tam olarak karşılıyorsa, iyi bir uyku çekmesi çok daha olasıdır. Ebeveynlerin stresi. Bebek, ebeveynlerinin stresini algılarsa, kendisini tehdit altında hissedebilir. Anne emziriyorsa, tıpkı melatonin uyku hormonu gibi anne sütünde kortizol stres hormonu bulunur. Açıkçası, performansa dayalı bir toplumda yaşıyoruz ve bu nedenle belirli bir düzeyde stresle uğraşmak normaldir. Ayrıca bu stresin farkında olmalı ve mümkün olduğunca yönetmeliyiz çünkü bebek bu stresi yönetmek için yetişkinlere göre çok daha az donanımlıdır. Azaltmak veya ortadan kaldırmak istediğimiz bu noktalarla birleştiğinde, tüm aile için fiziksel aktivitenin, sempatik sinir sistemini harekete geçirmesi aktivasyon veya “savaş ya da kaç” tepkisi iyileştirme için yer bırakması nedeniyle de birçok faydası vardır. dinlenme zamanı geldiğinde parasempatik sinir sisteminin gevşeme yeri. Yani bebek de dahil olmak üzere tüm aile egzersiz sonrası modundaysa, sonrasında uyku daha kolay olacaktır. Hipotalamo-Hipofiz-Adrenal eksen HPA ekseni tarafından stres yanıtının optimizasyonu. Uyku kalitesini iyileştirmek ve allostatik yükü azaltmak için yukarıda sıralanan tüm öneriler, tüm aile üyelerinin Hipotalamo-Hipofiz-Adrenal ekseni HHS ekseni aracılığıyla stres tepkisini optimize etmeye dayanmaktadır. Bebeğinizin sağlıklı bir uyku deneyimi yaşarken üzerindeki kıyafetin de rahat olması da önemlidir. bblüv Sleep 3’ü 1 Arada Uyku Tulumu 0-3 Ay, 3-6 Ay, 6-9 Ay ve 9-12 Ay beden seçenekleriyle Welcome Baby’de. Kaynaklar Cohen ve diğerleri, “Emzirme gece uykusunu iyileştirebilir ve infantil koliği azaltabilir anne sütü melatoninin potansiyel rolü.” Avrupa Pediatri dergisi 2012, 171 4
Bebeklere su verilir mi? Yeni doğan bebeğe su içirilir mi? Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir paylaşım insanları birbirine düşürdü. Yapılan paylaşıma göre yeni doğan bir bebeğe 6 aylık olana kadar su verilmesinin doğru olmadığı, anne sütünün yeterli olduğu belirtildi. Yapılan paylaşımın altına gelen binlerce yorumda bir kesim bunu doğru bulurken, bir başka grup ise bebeklere su verilmesi gerektiğini savundu. Yeni doğan bebeğe su verilir mi? Dünyaya yeni gelen bir bebeğin tüm ihtiyacını, değerli bir besin kaynağı olan anne sütü yeterince karşılamaktadır. Bu sebeple, annenin sadece anne sütüyle beslenen bebeğine su vermesine gerek kalmıyor. Bebeğe verilen suyun hiçbir zararı bulunmuyor ancak, bebeğe su verilmemesinin asıl sebebi, zaten çok az miktarlarla beslenen bebeğin anne sütü yerine su içmesini önlemek. Bununla birlikte, bebek anne sütü haricinde mama gibi ek bir gıda alıyorsa, bebeğe su verme ihtiyacı duyulabilir. Başka bir deyişle, bebeğin su tüketimi yaşıyla değil beslenme düzeniyle doğrudan ilişkili. Bu nedenle, annenin anne sütü alan bebeğe su verilmez’ gibi yanlış inanışlara itibar etmeden, doktor kontrolünde bu süreçleri ilerletmesi önerilir. Bebeklerde su zehirlenmesi nedir? Basit bir deyişle, bebeklerde su zehirlenmesi veya su toksemisi, vücudun çok fazla su veya başka sıvılar içerek aşırı hidratlanması durumunda ortaya çıkan bir durumdur. Fazla miktarda su, bebeğin sodyum ve elektrolit seviyelerini bozabilir ve bebeğin sağlığı için ölümcül olabilir. Anne sütü veya formül sütü bebeğin su ihtiyacını karşıladığından bebeklere fazladan su vermekten mümkün olduğunca kaçının. Bebeklerde su ve gıda zehirlenmesi belirtileri nelerdir? Bebeklerde su zehirlenmesinin bazı belirtileri veya belirtileri 1. Sinirlilik Bebeğinizin vücudundaki aşırı miktarda su elektrolit dengesini bozar ve bu da beyin aktivitesinde değişikliğe neden olabilir. Bu bebeklerde sinirlilik veya huysuzluğa neden olabilir. 2. Düşük vücut sıcaklığı Vücutta daha fazla su olması bebeğinizin normal vücut ısısını düşürebilir. Bu nedenle, bebeğinizin vücut ısısı 36,1 derecenin altındaysa, bunun nedeni su zehirlenmesi olabilir. 3. Şişmiş Yüz Su zehirlenmesi, vücut vücuttan daha fazla miktarda sodyum attığından bebeğinizin yüzünün şişmesine neden olabilir ve bu da şişmeye neden olabilir. 4. Diğer Belirtiler Diğer bazı semptomlar arasında kusma , uyuşukluk, seğirme, uyuşukluk, zayıf koordinasyon, kas krampları, soluk veya alışılmadık derecede berrak idrar vb. yer alabilir. Bazı ciddi vakalarda, nöbetlere veya komaya da yol açabilir. Bebeğinizde yukarıda belirtilen su zehirlenmesi belirtilerinden herhangi birini kaydederseniz, ciddi sağlık komplikasyonlarından kaçınmak için acil tıbbi yardım almalısınız. Bebeklerde su zehirlenmesinin sebepleri nelerdir? Kulağa tuhaf gelse de bazen çok fazla su, su sarhoşluğuna yol açarak bebeğinizin sağlığına zararlı olabilir. Bunun nasıl olabileceği konusunda ürküyorsanız, işte su zeirlenmesinin bazı nedenleri; 1. Bebekleri meyve suyu beslemek Altı aya kadar bebeğiniz tüm su ihtiyacını anne sütünden veya mamadan karşılayabilir ve bu nedenle fazladan suya ihtiyaç duymayabilir. Bununla birlikte, ebeveynler bazen bebeklerine meyve suyu veya su vermeye başlayabilir, bu da bebek te istenmeyen durumlara neden olabilir. Doktorunuz önermediği sürece anne sütü veya mama dışında herhangi bir sıvı ile beslemeyin. 2. Formüle fazla su eklenmesi Bebeğinize mama sütü verirken, etikette belirtilen tüm talimatlara dikkatle uymanız çok önemlidir. Bazen anne babalar bilmeden veya bilerek mama sütü hazırlarken daha fazla su eklemeleri bebeklerde su zehirlenmesine yol açabilir. 3. Bardağınızdan su vermek Bazı ebeveynler fincandaki suyu, meyve sularını veya diğer sıvıları bebekleriyle paylaşmayı sever. Bir iki yudum sorun olmayabilir, ancak bazen bebekler fincandan büyük miktarlarda yutarak fazla sıvı tüketimine neden olabilir. Bardağınızdaki sıvıları her aldığınızda paylaşma pratiği yapıyorsanız, yeni doğanlarda ve bebeklerde su zehirlenmesine de neden olabilir.
uyurken bebeğe hava verilir mi